Türkiye’nin İstanbul ve Ankara’dan sonra en büyük 3. ili İzmir gerek tarihi yerleri, gerekse birbirinden güzel sahilleriyle gezilesi bir şehir. İzmir’de Gezilecek Yerleri düzenlerken bir kez daha anladım ki İzmir’de gezmeye başlamadan önce bir karar vermek lazım; deniz tatili mi yapacaksınız, yoksa kültür turu mu? Dolayısıyla İzmir’de gezmeye başlamadan önce iyi bir plan şart.
İzmir İstanbul’a yaklaşık 500 km uzaklıkta. İstanbul’dan İzmir’e kara yolu ve hava yoluyla ulaşmak mümkün. Son yapılan Orhangazi Köprüsünün de bir parçası olan İstanbul – İzmir Otoyolu projesi tamamlandığında İstanbul İzmir arası 3,5 saate kadar düşecek.
İzmir’de Gezilecek Yerleri sizlerle paylaşmaya başlıyorum. İyi okumalar.
Saat Kulesi
İzmir’in simgesi haline gelen Konak Meydanındaki Saat Kulesi, 2. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı şerefine 1901 yılında yapılmıştır. 25 metre boyundaki İzmir Saat Kulesi, Kuzey Afrika teması taşımaktadır. Üzerindeki Osmanlı Tuğrası ve işaretleri Cumhuriyetin ilanı sonrası kaldırılmıştır.
İzmir Saat Kulesi üzerindeki saat ise Alman İmparatoru 2. Wilhelm’in hediyesi olup yapıldığı günden beri sadece bir kez 1974 İzmir depreminde durmuştur.
Bu arada küçük bir hatırlatma, İstanbul Sultanahmet‘teki Alman Çeşmesi‘de aynı yıl 2. Abdülhamit’e hediye edilmiştir.
Kemeraltı Çarşısı
İzmir Konak Meydanından az ilerde yer alan Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in önemli alışveriş yerlerinden biridir. Kemeraltı Çarşısında bugün, alışverişin yanı sıra kafeteryalar yer alırken, Türk el sanatları örneklerini yansıtan ağaç, çini, seramik, halı ve kilim ürünleri satılmaktadır.
Alsancak
İzmir denince akla ilk gelen yerlerden Kordon boyu burada yer alır. İstanbul’un İstiklal Caddesi gibi yoğun ve işlek Kıbrıs Şehitleri Caddesi, tarihi Pasaport İskelesi ve Cumhuriyet tarihi kadar eski İzmir Fuar alanı da burada bulunur.
Çeşme
29 Km’lik kıyı şeridindeki birbirinden güzel plajlarıyla ünlü Çeşme’de tarih, deniz, kum, güneşin tadı bir başkadır. Ilıca, Aya Yorgi, Kocakarı, Pırlanta, Altınkum Plajları yanı sıra Ildırı’daki Antik kentin doğal plajları ünlü plajları arasında sayılabilir.
Türkiye’nin sörf merkezi olan Alaçatı’da Çeşme’nin bir parçası olup evleri, plajları ve yel değirmenleri ile ünlüdür. Alaçatı aynı zamanda yılın farklı zamanlarında düzenlenen festivalleri ile ünlüdür. Ot festivali, Bisiklet şenliği, Uçurtma festivali bunlardan sadece birkaçı. Windsurf Dünya Kupası Sörf Yarışması da her yıl Ağustos ayında Alaçatı’da yapılır.
Çeşme birbirinden güzel koyları ile tekne turları içinde harika bir yer olduğundan mutlaka bir tekne turu yapmanızı öneriyoruz.
Çeşme Kalesi
2. Beyazıt’ın 1508 yılında yaptırdığı Çeşme Kalesi de günümüzde müze olarak Çeşme’de ziyaret edilmektedir. Çeşme kalesi müze olarak önce Topkapı Sarayı‘ndan getirilen silahlar sergilenerek ziyarete açılsa da sonraları Ildırı (Erythrai) Antik kentinden çıkarılan eserler sergilenmeye başlamıştır.
Efes Antik Kenti – Selçuk*
Burada bir paragraf açarak tarihi M.Ö. 6000 yılına kadar uzanan Efes Antik Kentine özel bir yer ayırmak istiyorum. UNESCO Dünya Mirası listesine 2015’te giren Efes Antik Kenti içinde bulunan tarihi eserler mutlaka görülmeli.
*Artemis Tapınağı
Dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı M.Ö. 7 yüzyılda yapılmıştır. Ancak ne var ki bu harika tapınak Büyük İskenderin de doğum günü olan M.Ö. 21 Temmuz 356 yılında adını ölümsüzleştirmek isteyen çılgın bir yunanlı Herostratus tarafından yakılmıştır. Bugün Artemis Tapınağından geriye sadece bir kaç blok kalmıştır. Artemis Tapınağı’nın modeli ise İstanbul’da Miniatürk’te sergilenmektedir.
*Meryem Ana Evi
Hz. İsa’nın annesi olan Meryem Ananın son yıllarını bu kilisede St. John ile birlikte geçirdiğine inanılmaktadır. Bu sebeple Hristiyanlar tarafından Hac yeri olarak kabul edilip bazı Papalar tarafından da ziyaret edilmiştir.
*Celsus Kütüphanesi
Roma dönemi yapılarının en güzellerinden olan Celsus Kütüphanesi, hem kütüphane hem de Celsus’un ölümü sonrası anıt mezar olarak kullanılmıştır.
*Yedi Uyurlar Mağarası (Ashab-ı Kehf)
Kuran-i Kerim’de de Kehf Suresinde konusu geçen olay için dünya üzerinde 33 yerde olduğu varsayılır. Ancak, gerek Kuran-i Kerim’de Afşin’de geçmesi gerekse de Efes’deki Yedi Uyurlar Mağarası üzerinde yapılan Kilise kalıntılarındaki mezarlar ve yazıtlar olayın Türkiye’de geçtiğini doğrulasa da, olayın geçtiği yer Hristiyanlar için Efes’tir.
Olayda kısaca hükümdardan kaçan 7 kişi ve sonra onlara katılan Kıtmır adlı köpek ve bir çoban mağarada saklanırken yaklaşık 300 yıllık bir uykuya dalarlar. Uyandıklarında ise çok kısa uyuduklarını zannederler ancak, işin aslı öyle değildir.
*Efes Müzesi
Aydın – İzmir yolu yapılırken kazılarda eserlerin ortaya çıkmasıyla başlayan serüven 1964 yılında müze olarak açılmıştır. Helenistik, Roma, Bizans, Osmanlı dönem eserleri yanı sıra Arkaik, Miken, Prehistorik dönemlere ait eserler de yer almaktadır. Efes Müzesini Türkiye’nin en önemli yerel müzesi yapan eserlerin başında; Eros başı, tavşanlı Eros, İsis heykeli, Artemis heykeli, Efes Artemis heykeli gelmektedir. Efes Müzesinde antik çağdan Osmanlıya kadarki dönemlere ait sikkeler ve çeşitli takılar da sergilenmektedir.
*Şirince
21.12.12’de Maya takvimine göre kıyametin kopacağı ve kıyametin kopmayacağı tek güvenli yer olarak adı çıkan Şirince bir anda tüm dünyanın dikkatini çekmişti. Oysa ki adı gibi şirin bir kasaba olan Şirince’de hiç bir ev diğerinin manzarasını kapatmaz. Şaraplarıyla ünlüdür.
*İsa Bey Camii
19. yüzyılda Kervansaray olarak da kullanılan İsa Bey Camii, 1375 yılında yapılmıştır. Anadolu cami yapısının ilk örneklerinden olan İsa Bey Camii’nde süslemelerde çiniler de kullanılmıştır. Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında yer alan İsa Bey Camii halen ibadete açıktır.
*Büyük Tiyatro
24.000 kişilik kapasitesiyle dünyanın en büyük açık hava tiyatrosudur.
*Selçuk Kalesi
Efes Antik Kentinin ilk yerleşim alanı üzerinde kurulu olan Selçuk Kalesi, Efes Antik Kenti gibi çokça ziyaret edilmektedir. Selçuk Kalesi içerisinde sarnıçlar, taşlı dar sokaklar, cami ve bir kilise kalıntısı mevcuttur. Bugünkü duvarları Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerinden kalmadır.
*St. Jean Kilisesi
Hz. İsa’nın havarilerinden İncil’in de yazarı olan St. Jean adına yaptırılan kilise Efes Antik Kentinin en görkemli yapılarından biridir. Aziz Yahya olarak da bilinen St. Jean Hz. İsa’nın kendisine emanet ettiği annesi Meryem Anayı buraya getirdiğinden ötürü Meryem Ana evi ile St. Jean Kilisesinin aynı yerde olduğu düşünülür. Adını taşıyan kilisede gömülü olan St. Jean, Meryem Ana öldüğünde onu kimsenin bilmediği bir yere gömdüğüne inanılır.
Çandarlı Kalesi
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alınan İzmir’in Dikili ilçesindeki Çandarlı Kalesinin yapım tarihi M.Ö. 6. yüzyıllarda olduğu sanılmaktadır. Pitane Antik Yerleşim Alanınında bir işlevi olduğu düşünülmektedir. 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından restore edilmiştir. 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından restore edildiğine göre oldukça eski bir kaledir diye düşünüyorum. 15. yüzyılda Sadrazam Çandarlı Halil Paşa zamanında ve 2014’te yeniden restorasyon yapılmıştır.
Bergama Akropol
Asklepios’un kenti olan Bergama Sağlık merkezi olarak bilinmektedir. Eczacılığın babası Galenos’un M.Ö. 2000’de burada doğduğu bilinir. Hatta yılanlı tıp sembolüde ilk olarak Bergama’da kullanılmıştır.
Sağlık merkezi Bergama aynı zamanda su sesi ve telkin yoluyla psikoterapi ile ilk tedavilerin uygulandığı yeridir. Bergama Akropol’de tiyatro, kütüphane, kent meydanı da görülecek yerlerdendir.
İzmir Arkeoloji Müzesi
İzmir çevredeki 27 Antik yerleşim alanıyla oldukça zengin tarihi kaynaklara sahiptir. İzmir Arkeoloji Müzesi’de bu kaynaklardan gelen eserlerin sergilenmesi, restorasyonu için 1924’te kurulduktan sonra 1951’de ikinci 1984’te ise bugünkü İzmir Arkeoloji Müzesinin binasını hizmete açmak zorunda kalmış. Aşağıda isimleri yazılı 27 Antik yerleşim alanlarıyla ilgili detaylı bilgiyle sizi boğmak istemiyorum. Ancak, İzmir’deki Antik Yerleşim Alanları linkinden 27 antik yerleşim alanı hakkında merak ettiklerinize ulaşmanız mümkün.
İzmir’deki Antik Yerleşim Alanları
Agora
Smyrna (Basmane-Altınpark-Kadifekale)
Aıraı (Demircili Köyü)
Gryneıon (Aliağa – Yeni Şakran beldesi – Çandarlı körfezi kenarı)
Klaros (Menderes – Ahmetbeyli Mahallesi)
Klazomenaı (Urla – İskele Mahallesi)
Kolophon (Menderes – Değirmendere Köyü)
Kyme (Aliağa – Nemrut Körfezi)
Larıssa (Menemen – Buruncuk Köyü)
Lebedos (Ürkmez Köyü)
Leukaı (İzmir Körfezi en uç noktası – Sakallı Köyü – Gediz Irmağı arası)
Limantepe (Urla – Limantepe Mevkii)
Melanpagos (Yamanlar Dağı yamacı – Yamanlar Köyü)
Metropolıs (Torbalı – Yeniköy ve Özbey Köyleri arası)
Myrına (Çandarlı Körfezi – Güzelhisar Çayının ağzı)
Neon Teıkhos (Menemen Ovası – Yanık Köy)
Notıon (Menderes – Ahmetbeyli Mahallesi)
Nif Dağı Kazısı (Kemalpaşa – Buca – Torbalı kesişimi)
Palaudıs (Yamanlar – Dumanlıdağ arasındaki Vadinin batı ucu)
Panaztepe (Menemen – Yeditepeler Mevkii)
Phokaia (Foça)
Pıtane (Aliağa – Bergama arası Bakırçay’ın denize döküldüğü yer)
Temnos (Menemen – Görece Köyü)
Teos (Seferihisar – Sığacık Mahallesi)
Ulucak Höyük (Bornova – Ankara Karayolu 15. Km. 150 mt içerde)
Yassıtepe Höyüğü
Yeşilova Höyüğü (Bornova – Karacaoğlan Mahallesi Manda Çayı kıyısı)
Atarneus Antik Kenti
Dikilinin kuzeyinde Midilli Adasının tam karşısında olan Atarneus Antik Kenti, Aristotales ile bu kentin hükümdarı olan Hermias arkadaşlığından dolayı ün kazanmıştır. Bir deprem yada salgın bir hastalık sonrasında terk edildiği düşünülen Atarneus Antik Kenti, M.Ö. 2. ve 3. yüzyılda Pergamon (Bergama) Krallığının önemli bir liman kentiydi.
Kybele Tapınağı (Foça)
Foça’da bulunan Kybele (Kibele) Açık Hava Tapınağı, M.Ö. 580 yılından kalan bir eser olarak günümüze gelmiştir. Anadolu’nun çift cinsiyetli tanrısı olarak bilinen Kybele’nin (Kibele) tapınağında, heykellerinin ve kabartmalarının olduğu yere adak havuzu açılmış, nişler içinde deniz fenerleri ile ışıklandırılarak denizden gelenlerin tapınmaları sağlanmaya çalışılmıştır.
Athena Tapınağı (Foça)
Phokaia Antik Kentinin en önemli parçalarından biri olan Athena Tapınağına ayrı bir yer ayırmak istedim. M.Ö. 6. yüzyılın başlarından kalan Athena Tapınağı, Phokaia’nın en önemli tapınağıdır. Athena da baş Tanrıçadır.
Siren Kayalıkları
Foça’nın kuzeybatısında yer alan Orak Adasının batısında yer alan Siren Kayalıkları, ilginç özellikleriyle dikkat çekiyor. Volkanik Püskürtme sonucu oluşan Siren Kayalıkları, zamanla yağmur, rüzgar gibi çevresel faktörlerin de etkisiyle bugünkü şekillerini almıştır. Akdeniz Fokları, Ege Denizinde nadir görülseler de peri bacalarını andıran Siren Kayalıkları içerisindeki mağaraları yaşam alanları olarak kullanırlar.
Siren adı nereden geliyor diye merak edenler için hemen paylaşalım. Sirenler (Seirenler) Mitolojik yaratıklarmış . Bu mitolojik yaratıkların Kadın başlı, kuş gövdeli olduğu söyleniyor. -ilk duyduğumda bizim bildiğimiz siren sesi olarak düşünsem de öyle değilmiş.- Homeros’un Odysseia Destanında bahsettiği kayalıklar arasında dolaşan rüzgarın sesini siren sesine benzettiğinden verilmiş olabileceği düşünülüyor.
Erythrai Çeşme Kazısı
Çeşme’nin Ildırı Köyü yakınlarındaki Erythrai, Antik Ionia’nın önemli limanlarından biri ve tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanıyor. Suriye’den Akdeniz kıyıları ve sonrası buraya kadar bir ticaretin olduğu düşünülüyor. Roma, Bizans ve Osmanlı bönemlerinden günümüze kadar imar edildiği görülüyor. Burada antik tiyatro, roma villaları, şehir surları, tapınak kalıntıları ve mozaikler gibi kalıntılar vardır.
Kızıl Avlu (Serapeion)
Serapeion, tamamı tuğladan yapılmış önce büyük bir avlusundan dolayı Kızıl Avlu adını alan tapınak, Anadolu topraklarındaki en önemli tapınaklarından biridir. M.S. 2. yüzyılda Mısır Tanrıları İsis ve Serapsis’e ne kadar önem verdiklerini göstermek adına Roma dönemi Bergama kentinin tam merkezine Roma İmparatoru Hadrian tarafından yaptırılmıştır. Avlu ile tapınağın bir bütün olmasına engel teşkil den Selinos çayına yapılan su tünelleri, zor bir mimari ile suyun kontrol edilerek Roma’nın gücünü göstermek istendiği düşünülmektedir.
Hayalet Köy Lübbey
Türkiye’nin hayalet köyü olarak gazetelere çıkan, tanınan ancak, henüz yetkililerce tarihi veya turizm yeri olarak tanınmayan Lübbey Köyü, İzmir’in Ödemiş ilçesine 13 km uzaklıkta Bozdağ’ın eteklerinde bir köy.
Şimdilerde 10-30 kişi arasında değişen nüfusu ile hayatta kalmaya çalışan köye bir çok yönetmen, fotoğrafçı, turist değer verse de köyün boş evleri yıkılmaya, harap olmaya devam ediyor.
Bir Türkmen köyü olduğu söylenen köy bir zamanlar Zeybeklerin korunağıymış. Lübbey Köyünü merak edip siz de görmek isterseniz sessiz sakin köy sizleri bekliyor.
Kadife Kale
Makedonya Kralı Büyük İskender’in Efes gibi büyük ve gösterişli bir kent kurmak istemesi üzerine eski İzmir’den çıkıp bugünkü Kadifekale o zaman ki Pagos Dağı eteklerinde İzmir’i yeniden inşa etmeye başlaması ile M.Ö. 334’te yapılan kaledir. Yaklaşık 6 Km uzunluğunda olduğu tahmin edilen Kadifekaleden günümüze 5 kule ve biraz duvar kalmıştır.
Tarihi Asansör
1907 tarihli Tarihi Asansör, birbirine 155 basamakla bağlı ve 58 metre kot farkı bulunan Şehit Nihat Bey Caddesi ile Mithat Paşa Caddelerini birbirine bağlamak için Musevi Nesim Levi (Bayraklıoğlu) tarafından yaptırılmıştır. 2 asansörle ulaşım sağlanmaktadır. İlk zamanlar buharla çalışan asansörler yapılan restorasyonlarla elektrikli hale dönüştürülmüştür. Şimdilerde ise İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Eğlence, Dinlenme, Turistik mekan olarak işletilmektedir.
İzmir Doğal Yaşam Parkı
Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parklarından biri olarak 2008’de kurulan İzmir Doğal Yaşam Parkı, İzmir’in Çiliği ilçesi, Sasalı beldesi civarındadır. 3000 Ağaç, 250 bitki türü ile birlikte, 120 türden 1500 hayvan burada doğal hayatlarındaki gibi kafes, tel olmadan yaşamlarını sürdürmektedir. Türkiye’de doğan ilk Fil olan “İzmir” burada yaşamaktadır. İzmir ismi internet anketi sonucu bebek file verilmiştir.
Bergama Müzesi
1936’dan günümüze hizmet veren Bergama Müzesinde, çoğu Bergama ve çevresindeki kazılardan çıkan tarihi eserler, Halı, Kilim, Kumaş, Dokuma Örnekleri sergilenirken, Türk – Alman yapımı bir müze projesi olduğu için Orijinali Berlin Bergama Müzesinde bulunan Bergama Zeus Sunağının bir maketi yer alır.
İzmir Kuş Cenneti
İzmir’de Gediz deltasında yaklaşık 20.000 hektarlık alanda kuşların yaşam alanlarını kapsayan bir koruma alanıdır. 289 kuş türünün gözlemlendiği İzmir Kuş Cennetindeki kuşların büyük çoğunluğu su kuşlarıdır. Kuş Cenneti aynı zamanda Türkiye’de Tuz Gölü ile birlikte Flamingoların ürediği yerdir.