İstanbul’un göbeğinde Fatih – Atatürk Bulvarında yer alan ve İstanbul’un boynundaki gerdanlık gibi duran Bozdoğan Su Kemeri, şehrin en eski tarihi yapılarında biri. Tarihi, Geç Roma ve Erken Bizans’a dayanan su kemeri elbette ki şehrin su ihtiyacını gidermek amacı ile yapılmıştır. Yapım tarihi net bir şekilde belli olmayan kemerin adından, bazı tarih kaynaklarında Hadrianus dönemi (117–138) ve Roma İmparatoru Valens döneminde (364–378) inşa edilmiş olarak geçmektedir.
İstanbul Üniversitesi’nin üzerinde bulunduğu tepe ile Fatih Camisinin üzerinde bulunduğu tepe arasında bulunan Bozdoğan Su Kemeri, Unkapanı köpsünüden Fatih istikametine giderken altından geçtiğimiz yapıdır.
Bozdoğan Kemeri, tarihleri çok net olmayan kuşatmalar ve depremler ile defalarca zarar görmüş ve çeşitli hükümdarlar ve imparatorlar tarafından yenilenmiştir.
1403 yılında İstanbul’dan geçen İspanyol sefiri (Elçisi) Ruy Gonzáles de Clavijo’nun bahsettiği kadarıyla; 6. Yüzyılda Eski dönem İstanbul sarayları, Ahilleus Hamamı ve Yerebatan Sarnıcı’nın su ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılan Bozdoğan Kemeri; çevredeki bağ ve bahçelerin sulanmasında da kullanılmıştır.
İstanbul’un fethinden sonra, kentin mevcut su sorununu gidermek için, Fatih Sultan Mehmet tarafından, kemerin su şebekeleri onartılıp, kemere takviyeler yapılarak, istanbul’un su sıkıntıları çözülmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Döneminde de birçok kez restore edilen kemere; II. Bayezid, Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mustafa tarafından takviyeler, ilaveler ve onarımlar yapılmış, bu onarımlar tarihi su kemerinin günümüze ulaşmasına yardımcı olmuştur.
Erken Bizans dönemlerinde 1 km.den uzun olduğu düşünülen Bozdoğan kemerinin yaklaşık uzunluğu 971 m, denizden yüksekliği 63.5 m ve zemin yüksekliği ise ortalama 28 m’dir. Neredeyse tamamı yıkılmış olan kemerden günümüze sadece Atatürk Bulvarı üzerindeki kısım sağlam bir şekilde kalabilmiştir.
İstanbul’un kalabalık trafiği içerisinde her gün binlerce aracın altından geçtiği Bozdoğan Su Kemeri’nin sağlam kalan bölümü, II. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’un şehir planını hazırlayan H. Prost tarafından planlanmış ve tarihi doku zarar görmeden altından yol geçmesi sağlanmıştır. 1988 yılında kemerin Atatürk Bulvarı üzerindeki kısmı temizlenerek, güçlendirilmiş; 1990 ve 1993 yılları arasında tarihi yapı Doğan Kuban ve Ş. Akıncı tarafından restore edilmiştir.