Küçüksu Kasrının Tarihi
İstanbul Boğazının incilerinden olan Küçüksu Kasrı ve tarihi hakkında bilgi vermeden önce Küçüksu Kasrını gezmeyi düşünenler için bir kaç bilgi vermek istiyorum.
Küçüksu Kasrı’nı gezmek isteyenler, burada Müze Kart geçerli değil. 2,5 TL’lik bir giriş ücreti var. Küçüksu Kasrının bahçesinde gezip, fotoğraf çekmek serbest. Küçüksu Kasrının içini görmek isteyenler için ise her 20 dakikada içeriye giriş turu yapılıyor. Kapıdaki görevli ile birlikte kasrın içini ayağınızdaki galoşlarla geziyorsunuz ve fotoğraf çekmenize izin verilmiyor. Şimdi gelelim Küçüksu Kasrının tarihine.
İstanbul Anadolu Yakasında Göksu ve Küçüksu dereleri arasında yer alan bölge bir çok devlet adamı tarafından sevilen sayfiye yerlerinden biri olarak yıllarca kullanılmıştır. İstanbul’un özellikle Sultan Abdülmecid döneminde kasırlar ve saraylarla zenginleşen mimarisinde İstanbul Boğaz içindeki önemli yapılarından biri de 1857’de yaptırılan Küçüksu Kasrı’dır.
İstanbul Boğazına Balyan Ailesi Damgası
İstanbul Boğazında Anadolu Hisarı ve Kandilli iskelesi arasında yer alan Küçüksu Kasrı, İstanbul boğazında Balyan ailesi fertlerince yapılan yalılar, köşklerden biri olarak Nigoğos Balyan tarafından Barok mimarisiyle yapılmıştır. Tipik bir Türk evi şeklinde inşa edilmiştir. Bodrum kat dışında iki katlı olan yapıda, her katta dört oda ve bu odaların açıldığı büyük salon vardır.
Atatürk’ün Çalışma Ofisi Küçüksu Kasrı
Osmanlı döneminde İstanbul’daki bir av köşklerinden biri olarak kullanılmıştır. Küçüksu Kasrı Cumhuriyet döneminde ise Cumhur başkanlarının çalışma ofisi olarak Mustafa Kemal Atatürk ve Celal Bayar tarafından da kullanılmıştır. Küçüksu Kasrı Cumhuriyet döneminde bir süre devlet konuk evi olarak da kullanılmıştır.
İstanbul Boğazına sıfır konumda, bahçesi, harika manzarası ve mimarisi ile dikkat çeken yapılarından biri olan Küçüksu Kasrı 1996 itibariyle müze olarak ziyarete açılmıştır. Bahçesinde ise Küçüksu Kasrı Kafeteryası olarak da misafirlerine hizmet etmektedir.
