Yuşa Tepesi, binlerce yıldır bir çok kültüre ev sahipliği yapan İstanbul’un en güzel, en yüksek ve sahile en yakın tepesi olarak Beykoz’da bulunmaktadır.
Hz. Musa’nın ablasının oğlu ve Yusuf (a.s.) neslinden geldiği bilinen Hz. Yuşa (M.Ö. 1082-972) için çeşitli rivayetler var. Yuşa Tepesinin geçmişte Zeus tapınağına da ev sahipliği yaptığı da Yuşa Tepesi hakkındaki rivayetler arasındadır.
Hz. Yuşa’nın, Hz. Musa ile birlikte bir yolculuğa çıktığı Kuran-i Kerim’de Kehf suresinde belitirlen genç adamın Hz. Yuşa olduğu rivayet edilir.
Yuşa Tepesindeki zat’ın Hz. Yuşa’ya ait olduğu, Beşiktaş’ta türbesi bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi Yahya Efendi’nin İstanbul’da Kanuniyi ziyarete gelmesi sırasında 3 gece üst üste rüyasında Hz. Yuşa’nın “ben burada yatıyorum gel ve mezarımı ziyaret et” diyerek mezarının yerinin bulunmasını istediği belirtilir. Yahya Efendi tepeye gittiğinde ise bir çoban ile konuşurken çobanın tepede gür bir çimenlikte koyunlarının bir noktada ikiye ayrıldığı ve çimenleri ezmeyip yemediklerini de anlatması ile durum kavranır ve padişahın da izni ile türbe yapıldığı bu sayede Yuşa Tepesinin şöhret bulduğu anlatılır.
Bazı tefsirlerde Yuşa (a.s)’nın Musa (a.s)’nın vefatından sonra peygamber olarak görevlendirildiği, Hz. Musa’nın yeğeni ve yardımcısı olduğu, Hıristiyanlar’ın ve Yahudiler’in ona Yeşu dedikleri nakledilir. Yeşu (Yuşa) İsrail’e gönderilen dört büyük peygamberden biridir.
Bir başka rivayette ise Karadeniz’den gelirken ilk görülen yüksek tepe olması sebebiyle Fenikeliler tarafından kurtarıcı anlamına gelen “Yesu” isminin zamanla Yuşa olduğu da rivayet edilir.
Osmanlı Devletinde ise bu tepeye Sadrazam 28. Çelebizade Mehmet Sait Paşa 1755’te bir mescit yaptırdı. Burada bulunan ve halk arasında Yuşa Peygamber’e ait olduğuna inanılan mezarın etrafına duvar çektirdi ve türbenin bakımını yapmak için görevliler atadı.
Tarih boyunca ziyaretçisi eksik olamayan ve hep insanların ilgi odağı olmayı sürdüren bu tepede, 3. Selim döneminin bazı yıllarında, izdihamdan dolayı fitneye sebep vermemesi düşüncesiyle mevlit okunması bile yasaklanmıştır.
İstanbul’u ve Karadeniz’i aynı anda gören muhteşem bir manzaraya sahip ve ormanlarla çevrili bu en yüksek tepeden İstanbul bir başka güzel görünüyor.
1990’lı yıllardan itibaren başlayan çalışmalar sonucunda bugün Yuşa Tepesinde Şadırvan, Kültür Evi, Yemekhane, Kütüphane oluşturulmuş Cami ve çevresi de düzenlenmiştir.
Ramazan ayı başta olmak üzere bir çok dini günde ziyaretçi akınına uğrayan Yuşa Türbesi 17 metre uzunluğunda. Bu uzun mezarın sebebi kimilerine göre Hz. Yuşa’nın boyu, kimilerine göre de maneviyatının büyüklüğüne duyulan saygı.
Bir başka rivayette Hz. Yuşa’nın mezarı gibi uzun olduğu ve tepeden boğaza uzanarak balık tuttuğuna da değinilir.
Tüm rivayetler ve inanışlar bir yana, bu güzel manzara için Yuşa Tepesine çıkın ve İstanbul’a bir de bu açıdan bakın. Hz. Yuşa olsa da olmasa da istek ve arzularınızı sadece Allah’tan dilemek bence en sağlıklısı.
Hz. Yuşa Türbesi Nerede, Nasıl Gidilir?
