Osmanlı tarihinin en önemli parçalarından biri de Osmanlı Mutfağı ve tatlılardır elbette. İstanbul’da Tarihi Yarımada turu yaparken yolunuz Eminönü Yeni Camiye düştüğünde, mutlaka arka kapısından çıkıp Yeni Cami Meydanındaki Hamidiye Caddesi üzerinde bulunan Şekerci Hafız Mustafa’ya bir uğrayın isterim. Turistlerin de İstanbul gezilerinde aklında kalan en güzel anlar “Turkish Delight” (Türk Lokumu) anları olduğundan emimin. Kaldı ki benim de ziyaretlerimde en güzel anlar Koska ve Hafız Mustafa’dan geçerken oluyor 🙂
Buz gibi Limonatası ve tatlıları ile Tarihi Yarımada ziyaretlerimde mutlaka uğrama zorunlulu hissediyorum bu tatlı duraklara.
Şekerci Hafız Mustafa, yaklaşık 150 yıldır birbirinden lezzetli tatlılar, muhallebileri ve çikolataları ile ziyaretçilerinin damağında unutulmayacak izler bırakıyor. Hamurlu tatlıları (Kadayıf ve Baklava çeşitleri), Sütlü tatlıları (Özel Muhallebileri) ve Şekerlermeleri ile halen Bahçekapı-Eminönü semtinde Hamidiye Caddesinde bulunan Şekerci Hafı Mustafa’nın serüveni Osmanlı İmparatorluğuna dayanıyor. 
Şekerci Hafız Mustafa, Osmanlı İmparatorluğu tahtında Sultan Abdülaziz’in oturduğu ilk yıllarda Eminönü-Bahçekapı semtinde kurulmuştur. Kurucusu İsmail Hakkı Zade, İstanbul’a Çankırı’nın Orta beldesinden sarrafiye açma niyetiyle gömüş bir anadolu insanıydı. İsmail Hakkı Zade, Şekerci Hafız Mustafa’nın temellerini Bahçekapı’daki dükkanın zemin katında dibek taşlarıyla yapmaya başladığı akide şekerleri ile atmıştır.
Bugün, Şekerci Hafız Mustafa’nın adı ise kuruluş yıllarında Arpacılar Camisinde gönüllü müezzinlik yapan oğul Hafız Mustafa’dan almaktadır. Hafız Mustafa, camideki görevi ile birlikte İsmail Hakkı Zade’nin kurduğu dükkanla da ilgilenmiş ve Poğaçayı ilk bunlan ve imal eden kişi olarak da ismi kayıtlara geçmiştir. Hafız Mustafa, babasından devraldığı şekerciyi geliştirmiş ve ileriye taşımıştır. Öyle ki, 1926 ve 1938 yılları arasında Şekercilik ve Tatlıcılık alanında Avrupa’da 11 ödül kazanmıştır.
Yıllar içinde el değiştiren Şekerci Hafız Mustafa, özel bir marka olarak günümüze ulaşmıştır. Şu an aile ile marka sahipleri arasında manevi bir bağ dışında bir bağ kalmamıştır.
